Selamün Aleyküm dostlarımız ve düşmanlarımız, hitabıyla cümlelerimize başlamak istiyoruz. Karanfil Fanzin, her sayısıyla sınırı bir kez daha geçen, sesini bir kez daha yükselten, bir kez daha gitmemek üzere bir araya gelen ve her sayısıyla sıkılmış yumruklar için duvar olmaya hazırlanan bir fanzindir. Esasen Karanfil’in ne olduğundan çok ne olmadığını izaha değer görüyoruz.
Karanfil, çağdaşları tarafından Türk şiirinin kalbi olarak nitelendirilen İstanbul’un “At Pazarı” semtinde doğmamıştır. Karanfil, kendisini İstanbul’a ve İstanbullulara yamamaya çalışmamakta ve başta İstanbul olmak üzere hiçbir şehirde yayın temsilcisi bulundurmamaktadır. Mesela şöyle bir isme sahip olsaydık, Karanfil Şiir ve Belediye İşleri Ltd. Şirketi, biz de kendimize temsilciler seçerdik. Fakat bizim şiirimiz, hikayemiz, romanımız, piyesimiz ve sinemamız İstanbul’daki pastanın dışında kalmaktadır.
Yayın periyodumuz olmadığını keyiflenerek bildiririz. Aylık, üç aylık veya dönemlik bir yayın periyoduna sahip değiliz. İşlerimizin yoğunluğuna bağlı olarak sayılarımızın arasındaki zaman dilimi değişkenlik göstermektedir. Canınız ne zaman isterse mi çıkarıyorsunuz yeni sayıyı, sorusunu soranlar da var. Kısmen evet, diye cevap verebiliriz. Fakat yeni sayımızın çıkmasındaki temel kıstas kaliteli ve olgun bir içeriğe sahip olmaktır. Şiirimiz mesai saatlerinin dışındadır.
Bir de matbaa ve dağıtım meselesi var değil mi? Karanfil, A3 boyutunda ve tek sayfadan oluşmaktadır. Geçen yıl, adetini 15 kuruşa baskıdan alıyorduk. Bu yıl, Merkez Bankası’nın faiz politikası, Amerikan Doları’nın dişlerini gösterişi ve Beş Deniz Bölgesi’nde kaos sebebiyle, adetini 20 kuruşa baskıdan alıyoruz. Sivas’ta matbu olarak dağıtımını yapıyoruz. İl dışı dağıtım ağımız ise okurlarımız sayesinde oluyor. Okurlarımız e-posta adresimize taahhütlü bir posta gönderiyor. Biz de fanzinimizin dijital dosyasını kendilerine ulaştırıyoruz. Okurlarımız arasından dileyen olursa, kendilerine gönderdiğimiz sayının baskısını alıp dağıtabiliyor.
Fanzinimizin toplantılarını, güzel havalarda, Uğur Çay Ocağı’nda tertip ederiz. İdare heyetimizi oluşturan altı kişi, bu toplantılarda tavla oynar, çay içer, tütün sarar, e-posta adresimize gelen eserleri tetkik eder. Romantizmi abartmayan, bir mesele sahibi olan, ekmeğin nasıl ekmek olduğunu hissettiren, taşradan kopmamış eserleri seçmekteyiz.
Cümleleri fazla uzatma arzusunda değiliz. Yarın geri kalan ömrümüzün ilk gününü yaşayacağız. Heyecan verici bu, her neyse, Karanfil Fanzin hakkında aşağı yukarı her şeyi okudunuz. Yazıyı bitirelim o halde.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.